18 Ağustos 2009 Salı

Mü’minin mü’mine en iyi duâsı nasıl olmalıdır?

Birinci Suâliniz: Mü’minin mü’mine en iyi duâsı nasıl olmalıdır?

Elcevap:

Esbab-ı kabul dairesinde olmalı. Çünkü bazı şerâit dahilinde duâ makbul olur. Şerâit-i kabulün içtimaı nispetinde makbuliyeti ziyadeleşir.

Ezcümle, duâ edileceği vakit, istiğfar ile mânevî temizlenmeli; sonra, makbul bir duâ olan salâvat-ı şerifeyi şefaatçi gibi zikretmeli ve âhirde yine salâvat getirmeli. Çünkü, iki makbul duânın ortasında bir duâ makbul olur.

* Hem bizahri’l-gayb, yani gıyaben ona duâ etmek,
* Hem hadiste ve Kur’ân’da gelen me’sur duâlarla duâ etmek; meselâ,
“Allahım, Senden kendim ve onun için dünyada ve âhirette af ve âfiyet istiyorum.” (en-Nevevî, el-Ezkâr, 74; el-Hâkim, el-Müstedrek, 1: 517.)
“Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver. Ve bizi Cehennem ateşinin azâbından koru.” (Bakara Sûresi, 2: 201.) gibi câmi duâlarla duâ etmek
* Hem hulûs ve huşû ve huzur-u kalble duâ etmek,
* Hem namazın sonunda, bilhassa sabah namazından sonra,
* Hem mevâki-i mübarekede, hususan mescidlerde,
* Hem Cumada, hususan saat-i icabede,
* Hem şuhur-u selâsede, hususan leyâli-i meşhurede,
* Hem Ramazan’da, hususan Leyle-i Kadirde duâ etmek, kabule karin olması rahmet-i İlâhiyeden kaviyyen me’muldür.
O makbul duânın ya aynen dünyada eseri görünür; veyahut duâ olunanın âhiretine ve hayat-ı ebediyesi cihetinde makbul olur. Demek, aynı maksat yerine gelmezse, duâ kabul olmadı denilmez, belki daha iyi bir surette kabul edilmiş denilir.
Mektubat, s. 270