Çoğu zaman insanların hidayete ermesi için dua ederiz,İsteriz ki saadet-i dareyne mazhar olsunlar lakin bizim kadar o şahsın da istemesi lazımdırki maksadımıza muvaffak olalım , zira hidayet cebri verilen birşey değildir .
Bu dünya imtihan dünyası ve ALLAH (cc): “Ben kulumun zannı üzereyim. Kulum beni andığında, Ben onunla birlikteyimdir. O Beni kendi başına zikrederse, Ben de onu kendim zikrederim. O Beni bir topluluk içinde zikrederse, Ben onu onunkinden daha hayırlı bir topluluk içinde zikrederim. Kulum Bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, Ben ona koşarak giderim'' buyuruyor hadisi kudsisin de...
Bu hadis bize gösteriyorki şahsın hidayeti fiili ve kavli taleb etmesi gerek..
İman, Sa'd-ı Taftazani'nin tefsirine göre; "Cenab-ı Hakkın, istediği kulunun kalbine, cüz-ü ihtiyarının sarfından sonra ilka ettiği bir nurdur" denilmiştir. Öyleyse, iman, Şems-i Ezeliden vicdan-ı beşere ihsan edilen bir nur ve bir şuadır ki, vicdanın içyüzünü tamamıyla ışıklandırır. Ve bu sayede, bütün kainatla bir ünsiyet, bir emniyet peyda olur ve her şeyle kesb-i muarefe eder. Ve insanın kalbinde öyle bir kuvve-i maneviye husule gelir ki, insan, o kuvvetle her musibete, her hadiseye karşı mukavemet edebilir. Ve öyle bir vüs'at ve genişlik verir ki, insan o vüs'atle geçmiş ve gelecek zamanları yutabilir(işaratul icaz tefsiri)
Ohalde dualarımızı maksada muvaffak olmak için '' Ya Rabbi filancanın hidayeti istemesini nasib et '' şeklinde etmemiz daha muvafık olacaktır kanısındayım..
Allah (c.c.) Hidayeti üzere sabıt kıldığı kullarından eylesin cümlemizi..
by ene....