13 Ocak 2009 Salı

Bizim ölülerimiz cennetde!




Ülema-i zahir ve bâtının, Tâbiîn zamanında en büyük reisi ve İmam-ı Ali’nin mühim ve sadık bir şakirdi olan Hasan-ı Basrî haber veriyor ki:


Bir adam, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın yanına gelerek ağlayıp sızladı.


Dedi: “Benim küçük bir kızım vardı, şu yakın derede öldü, oraya attım.”


Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ona acıdı.


Ona dedi: “Gel oraya gideceğiz.” Gittiler. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm o ölmüş kızı çağırdı: “Yâ filane!” dedi.


Birden o ölmüş kız, “Lebbeyke ve sa’deyk” dedi.


Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti: “Tekrar peder ve vâlidenin yanına gelmeyi arzu eder misin?”


O dedi: “Yok, ben onlardan daha hayırlısını buldum.”


19. mektub...Risale-i nur külliyatı..
O Zât (A.S.M.) umum ümmetinin saadetiyle alâkadar ve bütün efrad-ı ümmetinin her nevi saadetleriyle hissedardır ve her nevi musibetleriyle endişedardır.( mektubat)