
Ülema-i zahir ve bâtının, Tâbiîn zamanında en büyük reisi ve İmam-ı Ali’nin mühim ve sadık bir şakirdi olan Hasan-ı Basrî haber veriyor ki:
Bir adam, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın yanına gelerek ağlayıp sızladı.
Dedi: “Benim küçük bir kızım vardı, şu yakın derede öldü, oraya attım.”
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ona acıdı.
Ona dedi: “Gel oraya gideceğiz.” Gittiler. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm o ölmüş kızı çağırdı: “Yâ filane!” dedi.
Birden o ölmüş kız, “Lebbeyke ve sa’deyk” dedi.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti: “Tekrar peder ve vâlidenin yanına gelmeyi arzu eder misin?”
O dedi: “Yok, ben onlardan daha hayırlısını buldum.”
19. mektub...Risale-i nur külliyatı..
O Zât (A.S.M.) umum ümmetinin saadetiyle alâkadar ve bütün efrad-ı ümmetinin her nevi saadetleriyle hissedardır ve her nevi musibetleriyle endişedardır.( mektubat)