12 Ekim 2008 Pazar

Öteler İştiyâkı
Esip sarınca rûhları dört bir yandan hazan,
Yalnızlık ayrı bir dert, ülfet ayrı bir çile..
Göçmeye hazırlık var, bilenlerde hafakan;
Vedâlaşma zamanı bundan böyle hepsiyle...

Dünya denen bu ise, tam ifritten bir azap,
Gönüllerde burkuntu, dimağlarda bir sancı.
Artık yaşamak dert, onu duymaksa ızdırap,
Bilmem nasıl geçecek hiç dinmeyen bu acı..?

Yetiş ey Ebedî Dost, yetiş ki pek bunaldım!
Kılıcım kesmez oldu, terkeşimde tek ok var;
Aşılmaz bu tepeler Sen olmadan, inandım..
Ve inanç kuşağında yâr oldu bana ağyâr...

En tatlı hülyâlarla koşayım yollarında
,Anladım Senden gayri her şey aldatan serab!
Noktalansın bu hayat ölümün kollarında,
Değil mi ki Seni buldum.. buldum Seni ey Râb!

Yaşayıp doydum artık, doyulmayan dünyadan
,İsterse hemen bitsin şu bitmeyen sonbahar;
Fırlasın bu son okum, fırlayıp çıksın yaydan,
Kanıma bedel olsun bakışı şehlâ şikâr...
M.F.G.


Yanaymı mı hasretinden geçeyim mi ülfetinden

Hele derd ü firkatinden sana bin şikâyetim var


Nice etmem âh ü efgan Beni yâre geçdi yârân

Nigeh etmez oldu cânân

Buna pek kasavetim var


Düşüb ol cefâ-şiâre gönül oldu pare pare

Çekerim gamın ne çâre geçemem mahabbetim var


O fısıltıyı işitdim düşüb ardı sıra gitdim

Yanılub bir işdir itdim şu kadar kabahatim var


Gece bir yana varılmış orada biri satılmış

Ya bana niçün darılmış duyarım ferâsetim var


Lebin olmuş ayn-ı şerbet gönül istek itdi gaayet

Beni nâre yakdın elbet öperim hararetim var


O meh işte bana nisbet idiyor seninle ülfet

Bana Vâsıf açma sohbet sana pek adâvetim var


Enderunlu Vasıf Efendi


Tam otuz yıldır saatim işlemiş ben durmuşum; Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum....... N.F.K.

''Bilemedim derdü dilin ölmek imiş dermanı,Öleyim derd ile tek görmeyeyim hicranı."