2 Eylül 2008 Salı

Bu benim duran halim...

Bu benim duran halim..
Bu aralar en sevdiğim halim duran halim..
Öylece duran halim..
Kısa ve ani duruşlara mesafesi olmayan yoldan çocukluguma gitmek..
Sonra döneme kordan,okul yıllarına, dünyayı algılamaya başladıgım yıllara..
En büyük sorunumun alınamayan spor ayakkabılarımın oldugu dönemden,yetiştirmekden bitkin düştüğüm projelere kadarki geçen süre arasındaki çabukluk göz açıp kapama hızında..
Ki haksızlık etmeyeyim; panter marka ,ucuz yollu mavi-beyaz bir spor ayakkabım olmuştu; beden eğitimi için pahalı spor ayakkabıya ne gerek var , ileride alırız daha iyisini telkiniyle..

İyi olana ne varsa ileride olacaktı …
İyibir çamaşır makinesi isterdi annem..
Kendisine aid olsunda iki göz odada olsa bir evi olsaundu..
İyibir çanta lazımdı kardeşime..
Atari istiyordum benen çokda..
İleride oda olacaktı..

Biz ileriye yaklaştıkça ileri dahada ileri gidiyordu..

Offf
Babam hiçbirşey istemezdi..
İleriyi yakınlaştırmak için hepimizden çok çalışmaktı görevi..
Sonra başardık …
İleriyi yakaladık..
Hatta bir sürüde tur bindirdik..
Birtek spor ayakkabının değeri yok benim için şimdi,bundardırki her spor ayakkabı reklemında televizyon kanalını değiştirip , kendimce öcümü alırım, hemde gelmiş geçmiş tüm spor ayakkabılarından….

Hiçbiri yağmurlu karlı havada bile aynı gün içinde defalarca vitrinde seyredip ,ayağımda hissettiklerim kadar değerli değil…

Oysa spor ayakkabının bağlarını çapraz takma antrenmanını bile yamıştım bol bol..

Anneme sormadım ama,eminim bir ahbabımızın yenisini aldıgından eskisini bize verdiği çamaşır makinesi kadar önemli değildir, sonrasında aldıgı birçok çamaşır makinesi..

Evet önce iki odalıylı..
Sonra oda sayıları artan evlerde oldu…
Üst katta ev sahibinin oturma endişesi bitti..kira geciktiği zaman evde oldugumuz belli olmasın diyeışıkları kapatır..biz ışıkları kapanmış ailenin iki çocugu olarak hiç ses etmezdik..

Ama normaldede kimse bizi susturamazdı..

Çocuk vardan ,yoktan anlamazdadı ya hani?...

Biz opsiyonel olarak kira ödenemediğinde anlardık..

Hep bir aradaydık…hep birden ailecek susuyorduk…
Varmıydı daha güzeli..??
Sonra dağıldık…
Aynı masada yemek yemeyeli bin yıl oldu sanki..
Kardeşim evlendi..
Aile üyelerinin kimilerinin toplantısı oluyordu,kiminin şehir dışında seyahatleri..
Yetiştirilmesi gereken işler hiç eksik olmuyordu hulasa…

Biz çok ileri gittik..
Çooookkkk…

Bir hafta öncesinin bile görüntüsü çok net değildir bende..
Ama yirmi yıl öncesini her saniyesinden keyif alarak bir kare atlamadan hatırlarım..
Kirada oturdugumuz evin kırmızı çinilerini hatırlıyorum misal..
Çinilerin birleştirilmesiyle ortaya çıkan çizgiler boyunca,çizgiden çıkarmadan arabamı sürerdim binbir umutla..

Ara sıra bu evin önüne gidip ,sahici arabamın içinden seyrederim onu….
Biliyorum anlaşılması kolay değil,ama…
Kapıyı çalsam ve açan kişiyeşöyle bir duvarlara bakıp ,odaları dolaşıp anı tazeleyecegim desem…?

Oturma odasındaki rutubet sorunu devam ediyormudur hala?..
Poşet içine doldurulmuşbez parçalarıyla maç yaptıgımız koridor ,ben büyüdüm diye kısalmışmıdır..

bilemem…
yaşarken tanışıyoruz birileriyle …
Komşumuz oluyorlar,işçimiz patronumuz,arkadaşımız,öğrencimiz,öğretmenimiz, bakkalımız vs…
Hepsi ilk bakışta hep yerinde duracak gibiler..
Sonra sinsice gidiyorlar…
Yenileri ile tanışıyoruz üstüne…
Onların arasından gidenlerde oluyor…
Biz çıkıyoruz birilerinin hayatından…..bir evden diğerine taşınıyoruz örneğin…
Veyahut mezun oluyoruz liseden..dün ekmek aldıgımız bakkal ,süpermarketlerle rekabet edemeyip kapatıryor dükkanını..

Farkında değiliz ama gidiyorlar..
Bir yerlere gidiyorlar…Muhakkak gidiyorlar …
Çok ileri gidiyorlar..
Çooookkkk..

Durun öylece ne olur…
Gitmeyin biryere…
Koşmayın yalvarırım..
N e için bu acele…?

Şimdi olmayacaksa ileridede olmasın manası yok..
Ve hatta şimdiden çok daha beride olanı, şu an…

Tüketmek istediklerimize ulaşmak isterken tükenen biziz…
Durun…!
Aile sıcaklığımız…
Samimiyetimiz..
Yanyanalığımız..
Durun lütfen..!
Vazgeçtim spor ayakkabılı düşlerimden..
Zaten çocukcaydı…
Annemde komşuda gördüğü için istemişti o çamaşır makinesini..
Ev isteği ise kendini güvenceye alamk içindi…
Kardeşime çantası bir süre daha giderdi..

Her şeyi tüketmek için bahanelerimiz var işte..
Oysa yetine bilsek mevcud olanla, en azından kendimizi tüketmiyeeğiz..
Durun öyleyse ne olur ..
Çok ileri gitmeyin..
Çoookk….

Dimyata pirince giderken ,
Evdeki tüm kuru gıdayı gözden çıkaranlara ithafen yazan
Zeki K. C….